Zehir Oyunu ve İlişkiler Üzerine
Tiyatro, her zaman hayatın içinden, hep sahici ve bizden bir parça.
Tiyatroya gitmek, izlemek hep geç başladığım bir etkinlik gibi aklımda yer etti. Halbuki çocukluğumda Ankara Sanat Tiyatrosu’nda ya da Yılmaz Güney Sahnesi’nde izlediğim hareket eden hatta koşan ağaçların olduğu çocuk oyunları hayal meyal hafızamda. Bilinçli olarak tercih ettiğim kültür-sanat etkinliklerinde tiyatro hep ilk sıradaydı. Öğrencilik dönemimdeyse altın çağını yaşadı diyebilirim, çünkü tiyatroya, sinema ve konserlerden daha ucuza erişebiliyordum. Ayrıca şehrin (Ankara) her yerindeki sahnelere ulaşımım da görece rahattı.
Bugün pek çoğumuzun alım gücünün düştüğü bir dönem yaşıyoruz ve ilk gözden çıkarttığımız “gereksiz, fuzuli, olmasa da olur” dediğimiz kültür-sanat harcamaları oluyor. İki kişi bir etkinliğe gidip eğlenmek; neredeyse bir aylık mutfak masrafına denk geliyor. Bazen çok gitmek istediğimiz etkinliklere aylarca üç beş lira para biriktiriyoruz. Tüm bu ortamda bile “uygun ücretler” karşılığında kültür-sanata erişmek mümkün. Ankara’da Devlet Tiyatroları’na müdavim olduğum dönem İstanbul’da yerini Şehir Tiyatroları’na bıraktı. Bu kadar uzun kişisel tiyatro izleme alışkanlığıma değindikten sonra asıl yazma sebebim olan, geçen sezon ilk kez izlediğim Zehir oyunundan bahsetmek istiyorum.
Zehir oyununun yazarı, Lot Vekemans, yönetmeni ise Şaban Ol.* Oyun, mavi ve kırmızı olmak üzere iki ekip tarafından dönüşümlü olarak oynanıyor; Sevinç Erbulak ve Ahmet Saraçoğlu bir ekip, Aslıhan Kandemir ve Eraslan Sağlam ise diğer ekip. İzlediğim iki temsilde de oyuncular Sevinç Erbulak ve Ahmet Saraçoğlu’ydu. Bu sebeple oyunculuk karşılaştırması yapmayacağım, zaten yetkin olmadığım için yazmak istediğim bir alan da değil. (Oyun hakkında neler söylenmiş diye baktığımda epey yazan vardı bu konuda) Bu yazıda daha çok ilişkilerimizin içindeki “zehir”e değinmek istiyorum. Oyunun konusu; “geçmişte yaşadıkları trajik kaybın ardından ayrılan çift, yıllar sonra bir araya gelmek zorunda kalır. Bu buluşma, acılı bir geçmiş hesaplaşmasına dönüşür. Karşı tarafın da neler hissettiğine dair eksik bırakılan taşlar yerine oturur. Kadın ve erkek dünyasının bakış açısına odaklanmıştır.”**
Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim; “Acıyla baş etmenin yolu her zaman ve herkes için aynı değildir.” Oyun Ahmet Saraçoğlu’nun sahnede ileri geri kısa yürüyüşleriyle başlıyor, Sevinç Erbulak’ın sahneye girmesiyle önce gerilim hissediyorsunuz. Oyun boyunca aşkı, tutkuyu, acıyı, sevgiyi hissediyorsunuz. Birbirini çok seven iki insanın birlikte baş edemedikleri acı karşısında ilişkilerini nasıl “zehir”lediklerini izliyorsunuz. Oyun, zehirli bir kimyasalın çocuklarının mezarlığına bulaştığı için bir araya gelen bu çiftin acı dolu süreçlerini anlatıyor. Sizde bu süreci izlerken iki tarafı da anlayıp sırayla hak veriyorsunuz. Oyun biterken, aslında acı karşısında kimsenin haklı olmadığı ya da herkesin haklı olduğu yüzünüze çarpıyor, bir de beklenmedik olaylar yaşadığımızda ilk etkilediğimiz, daha doğrusu zehrimizi akıttığımız bize en yakınımız oluyor. Nazımız en sevdiğimize geçiyor.
Çiftler arasındaki ilişkilerin sahnelendiği oyunlar, adını koyamadığımız, nedenini anlamadığımız duygularımızı, davranışlarımızı sınıflandırmamız sağlıyor. Bu sayede diğer oyunlardan daha çok etkileniyor ve hayatımızdan daha çok parçalar buluyoruz. Zehir oyununu ilk kez birlikte izlediğim Mehmet Şafak Sarı aşağıdaki tweeti atmıştı.
Durduğumuz yerden ilişkilerimize, sevdiklerimize baktığımızda neler görüyoruz? Sevgimiz, aşkımız, ilişkilerimiz ne kadar zehirli? Hayat akıp giderken, birbirimizi ne kadar anlıyoruz ve ne kadar paylaşabiliyoruz?
Bu bir değerlendirme yazısı değil, izlediğim, keyif aldığım ev kendimce anlamlar yüklediğim bir oyunun bana hissettirdikleriydi. Kendimce sonuçlarım da; tüm konuşamadığımız sevinçlerimize, beklentilerimize, acılarımıza belki de daha çok kulak vermeli ve zehir olmadan paylaşmayı öğrenmeliyiz. Ve unutmadan sarılmak belki de birbirimiz için yapabileceğimiz tek şeydir.
*Oyuna ilişkin broşür: https://stcdn.ibb.istanbul/Uploads/2022/3/Zehir.pdf
** Şehir Tiyatroları Oyun Özeti: https://sehirtiyatrolari.ibb.istanbul/Activity/Detail/335